VİCDAN KANTARININ TOPU:EMPATİ
Başlıklar yazının yarısıdır. Diye düşünürüm. Nasıl başlamak
bitirmenin yarsıysa; karar da başlamanın yarısıdır. Konusu ne olursa olsun bu
ön kanılar beni hep yüreklendirmiştir. Gerçek değilse de gerçeği içerdiği için
sığındığım bir enerji kaynağı olmuştur. İlginçlik ilgiyi, ilgi de bilgiyi
çağırdığı için meraka sarılı bir çekim merkezine dönüştürerek okura servis
edersiniz. Amaç okunarak paylaşmaksa; kaybedeni olmayan sözcük dansından
ibarettir. Özü de sözü de iyi niyetten ibarettir.
EMPATİ: Karşınızdakinin yerine geçmek ve onun gibi düşünmeyi,
hissetmeyi deneme muhasebesidir. Eğer vicdan kantarınızın top kaçmamışsa burada
insancıllık adına içsel blansınızı, akordunuzu, özdenetiminizi yapmış
olursunuz. Bu trans durumunuz, önyargılarınızı, kin ve nefretinizi, çıkarcı ve
bencilliğinizi törpüleyerek insan odaklı bir merkezden hükmetmeye başlamanıza
yardımcı olacaktır.
Bu tarafsız (nötr) konumunuz, elinizdeki nalıncı keserini
düşürecek ve verici olmak gibi ulvi değerle bezeyerek ruhsal sağlığınızı
düzeltecektir. Evrimsel (tekamülcü) adımlarınız, sosyal ilişkilerde
(beşeriyette) ‘yol-su-elektrik’ olarak size dönecektir.
Davranış Bilimleri bağlamında; İnsanlaşmış hayvanları ve/veya
Hayvanlaşmış İnsanları gördüğümüzde ezberimiz bozulduğundan hemen
egomuzu tetikleyerek doğrudan veya çaprazlama empati yeteneğimizi kullanarak
kendimizi test etmiş oluruz. Karşılaştığımız eylem, İnsanın hayvanlaşmasıysa;
ulusal kültür ağacımızın köküne sarılarak örf-adet kılıcımızı ve milli
refleksimizi kuşanır kınama içgüdüsüyle o insanın itibar karnesine
olumsuz not düşeriz. Diğer taraftan Hayvanın insan gibi davrandığını
gördüğümüzde de ‘şuna bak! çoğu insandan daha akıllı’ deriz. Burada uygulanan
empati çaprazlama empatidir ki, pedagojik psikolojide ve sosyal psikolojide sık
kullanılan türdendir. Ama her ikisi de insanlığın eleştirilerek düzeltilmesine
hizmet etmek içindir.
…Bankta elinde köpeğiyle oturmakta olan bir kadının karşısındaki
duvarın dibine küçüğünü yapan insana karşı; sinileyen köpeğin feryadındaki ‘bir
kuytuda işeyebilme’ beklentisiyle çişini tutmak için zorlanmasındaki türsel rol
değişimini çözümlemenizi öneririm.
Köpek cephesinden bakacak olursak (trajıkomik empatiyle): ‘Ben
itken insanlardan utanma adına çişimi tutuyorum ama insanlar itlerden
utanmadıkları gibi türdeşlerinden de utanmıyorlar. Nasıl susmak bazen
konuşmaktan daha konuşkansa; konuşamasam da neden/sonuç ilişkisine göre eylemlerimiz
konuşma özrümü örtecek kadar kalıcı’ dediğini duyar gibi oluruz.
Bir de İnsan cephesinden bakalım (drama/hüzün empatiyle): ‘Boş
ve yahu! İt besleyen kadından mı yoksa itinden mi utanacağım? O itiyle bankta
oturmaya utanmıyor da ben çişimi yaptığıma mı utanacağım’ …gibi özrü
kabahatınden büyük olarak hem kel hem de fodulluğu dizboyudur.
Bunlar empati eksikliğinden ve empati refleksimizin
zayıflığından kaynaklanan davranış bozukluklarıdır. Bu bozuklukların tedavisi,
kendinizle, milletinizle barışık olmak ve olduğunuz gibi görünmek ve
göründüğün gibi olmak düsturunda saklıdır. Yılların imbiğinden damıtılan bu
özdeyişlerde insanlığın kodları saklıdır. Kodların deşifresi ise; mütevazi
insan olmakla çıkılan yol haritasında yaşanacak ömürle cevabını bulacaktır.
Tarihe insanlık adına iz bırakan insanlardan olmanız dileğiyle,
sevgiyle kalın.
Şakir GENÇ
Şair-Araştırmacı Yazar