4 Mart 2012 Pazar

ZİHNİN KRİPTOLOJİSİ

ZİHNİN KRİPTOLOJİSİ



Akıl Oyunları, Zihinsel Santrançlar, Stratejik Hamleler…Bu eylemlerin üretim merkezi; canlıların en seçkini olan insanın kafatası içerisinde yer alan 1200-1400 gramlık organımızdır. Yani tüm organlarımızın şapka çıkardığı BEYNİMİZDİR.

Beynimiz kimi kez düşmanımız kimi kez de candostumuzdur. Bu ikilemin yanıtı: Kullanma niyetiyle özdeşiktir. Yani ‘NİYET’inize göre size servis yapacaktır. Öylesine karmaşık/grift/çetrefil yapıya sahiptir ki; ne yaptığını bilmemize karşın ne yapacağını bilememek gibi gizemli  bir yanı da var. Vücudumuzdaki oksijen ve kanın %20′sini kullanıyor. İçindeki protein, 100 bin mil (160.934.4 metre) uzunluğunda damar, 100 milyar sinir hücresiyle emrimize amade süper bir organımız. Atomu bulan mucit, Hiroşima’da 140 bin, Nagasaki’de 80 bin insanın ölümüne ve milyonlarca insanın radyoaktif etkisiyle sakat kalmasına neden olacağını bilseydi kesinlikle bulmazdı veya bulduğunu paylaşmazdı. Yine morfinin bulunuş amacıyla kullanılış çeşitliğinde de aynı örneği yani ‘NİYET’i okuyabilmekteyiz.

İnsanoğlunun 15 milyon (bilinen) yıllık öyküsündeki süreç; evrimsel ivmeyle, tekamül ederek bize değin gelmiş. Bu yolculukta iyi niyetlere devam edilerek referans alınmış, kötü niyetlerle de mücadele edilegelinmiştir. Şeytanın olmadığı yerde meleklerin asla kıymeti bilinmez. O nedenle kötü niyetlerle de yüzleşmek gerekebilir. İşte bu yüzleşmeleri iyi analiz ederek analitik sentezlerle dersler çıkaragelinmiştir. Böyle olmamış olsaydı eğer; bugün dünyamıza köyü niyetin egemen olması gerekirdi. Ama iyiler ve iyilikçi iklim hüküm sürmektedir.

Ancak, yaşadığımız yüzyılın son çeyreğinde iyi NİYET’lilerle kötü NİYET’liler arasında oynanmakta olan maçta, kötü NİYET’liler 1-0 galip. Şeytan Üçgeni mi dersiniz, Burmuda Üçgeni mi dersiniz ne derseniz deyin, sap ile samanın, kötü ile iyinin, güzel ile çirkinin, kurt ile kuzunun biri birine karıştığı (belki de bilinçli olarak karıştırıldığı) tarihsel süreçten geçiyor yaşlı dünyamız. İşte bu süreci az hasarlı atlatabilmemiz için, kafatasımızın içindeki o 1400 gramlık organımızı iyi ve iyilikçi kullanmamız gerekmekte. Tanrı her organımızı et ile korumaya alırken salt beynimizi kemikle korumaya alarak bize cevherimizin işaretini vermektedir. Araç hazır direksiyon ve yönetim iradesi sizde! Beyinizi de akılınızı da kendinizi de, ülkenizi de iyilikçi iklimlerde sörf yaptırma mezeyeti, becerisi sizde! İblislerin trafik işaret ve levhalarına kanmadan/sapmadan insanoğlunun bu  süreci atlatacağından hiç kuşkumuz olmamalı.

‘İBLİS

İblis!…O büyük ad ne kadar calib-i hayret*;

Her ülkede, her dilde anılmakta o şöhret.

Her Kabe’de puthanede, meyhanede İblis!’

*Hayret çekici/uyandırıcı.

NİYET dedik ya insanoğlu iyi niyetle, sağduyuyla hareket ederken doğaldır ki hata da yapacaktır. Belki kötü niyetlilere hizmet de etmiş olacaktır. Ama burada sorgulanan sonuç değil neden olmalıdır. Yani niyete bakılmalıdır. Sizleri fazla sıktığımın farkındayım. Biraz mizanselleştirerek bağlamaya çalışacağım: At arabasıyla otobana giren adama kızan Polis Memuru: ‘Kardeşim buraya at arabasıyla girilir mi? bari en sağdan dikkatli git! Sen ulu ortadan gidiyorsun! der. Adamın pişkin olduğu kadar düşündürücü savunması: Ne yapayım begim, Hayvandır! Girme dedim girdi. Bari sagdan git dedim gitmedi. Ben napam? Polis Memurunun sinir katsayısını düşünmek bile istemem.

Bu cennet ülkenin tüm imkanlarından yararlananlar, mağlesef bu ülkeye hizmet etmeyenlerdir. Yük-çile Memedimin/Ayşemin; sefa aidiyeti gelişmemiş konar-göçerlerin. Yani Türkiye’nin bahçesinden yoncayla semiren inekler, sütünü başka ülkelere sağdırıyorlar. İşte bizlere düşen öncelikli görev: Bu ineklerin ZİHİNSEL KRİPTOLOJİSİNİ, kriminolojisini iyi tanılayarak kalıcı tedavilerde bulunmaktır. Bunun için, kafatasımızın içinde bulunan ve adına beyin dediğimiz 1400 gramlık organımız yeter. Yeter ki, Ulusal  enerjimizi 780.000 km2′lik sinerjiye dönüştürebillelim. 5000 yıllık deneyime sahip olan Anadolu toprakları, öyle asil öyle soyludur ki; safrasını atmasını bilecektir.

Sabrınızı zorladığım, zamanınızı aldığım için bağışlanmam dileğiyle…Sevgiyle kalın.

Şakir GENÇ

Şair-Araştırmacı Yazar






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder