4 Mart 2012 Pazar


VİCDAN KANTARININ TOPU:EMPATİ


Başlıklar yazının yarısıdır. Diye düşünürüm. Nasıl başlamak bitirmenin yarsıysa; karar da başlamanın yarısıdır. Konusu ne olursa olsun bu ön kanılar beni hep yüreklendirmiştir. Gerçek değilse de gerçeği içerdiği için sığındığım bir enerji kaynağı olmuştur. İlginçlik ilgiyi, ilgi de bilgiyi çağırdığı için meraka sarılı bir çekim merkezine dönüştürerek okura servis edersiniz. Amaç okunarak paylaşmaksa; kaybedeni olmayan sözcük dansından ibarettir. Özü de sözü de iyi niyetten ibarettir.

EMPATİ: Karşınızdakinin yerine geçmek ve onun gibi düşünmeyi, hissetmeyi deneme muhasebesidir. Eğer vicdan kantarınızın top kaçmamışsa burada insancıllık adına içsel blansınızı, akordunuzu, özdenetiminizi yapmış olursunuz. Bu trans durumunuz, önyargılarınızı, kin ve nefretinizi, çıkarcı ve bencilliğinizi törpüleyerek insan odaklı bir merkezden hükmetmeye başlamanıza yardımcı olacaktır.

Bu tarafsız (nötr) konumunuz, elinizdeki nalıncı keserini düşürecek ve verici olmak gibi ulvi değerle bezeyerek ruhsal sağlığınızı düzeltecektir. Evrimsel (tekamülcü) adımlarınız, sosyal ilişkilerde (beşeriyette) ‘yol-su-elektrik’ olarak size dönecektir.

Davranış Bilimleri bağlamında; İnsanlaşmış hayvanları ve/veya Hayvanlaşmış İnsanları  gördüğümüzde ezberimiz bozulduğundan  hemen egomuzu tetikleyerek doğrudan veya çaprazlama empati yeteneğimizi kullanarak kendimizi test etmiş oluruz. Karşılaştığımız eylem, İnsanın hayvanlaşmasıysa; ulusal kültür ağacımızın köküne sarılarak örf-adet kılıcımızı ve milli refleksimizi kuşanır  kınama içgüdüsüyle o insanın itibar karnesine olumsuz not düşeriz. Diğer taraftan Hayvanın insan gibi davrandığını gördüğümüzde de ‘şuna bak! çoğu insandan daha akıllı’ deriz. Burada uygulanan empati çaprazlama empatidir ki, pedagojik psikolojide ve sosyal psikolojide sık kullanılan türdendir. Ama her ikisi de insanlığın eleştirilerek düzeltilmesine hizmet etmek içindir.

…Bankta elinde köpeğiyle oturmakta olan bir kadının karşısındaki duvarın dibine küçüğünü yapan insana karşı; sinileyen köpeğin feryadındaki ‘bir kuytuda işeyebilme’ beklentisiyle çişini tutmak için zorlanmasındaki türsel rol değişimini çözümlemenizi öneririm.

Köpek cephesinden bakacak olursak (trajıkomik empatiyle): ‘Ben itken insanlardan utanma adına çişimi tutuyorum ama insanlar itlerden utanmadıkları gibi türdeşlerinden de utanmıyorlar. Nasıl susmak bazen konuşmaktan daha konuşkansa; konuşamasam da neden/sonuç ilişkisine göre eylemlerimiz konuşma özrümü örtecek kadar kalıcı’ dediğini duyar gibi oluruz.

Bir de İnsan cephesinden bakalım (drama/hüzün empatiyle): ‘Boş ve yahu! İt besleyen kadından mı yoksa itinden mi utanacağım? O itiyle bankta oturmaya utanmıyor da ben çişimi yaptığıma mı utanacağım’  …gibi özrü kabahatınden büyük olarak hem kel hem de fodulluğu dizboyudur.

Bunlar empati eksikliğinden ve empati refleksimizin zayıflığından kaynaklanan davranış bozukluklarıdır. Bu bozuklukların tedavisi, kendinizle, milletinizle barışık olmak ve olduğunuz gibi görünmek ve göründüğün gibi olmak düsturunda saklıdır. Yılların imbiğinden damıtılan bu özdeyişlerde insanlığın kodları saklıdır. Kodların deşifresi ise; mütevazi insan olmakla çıkılan yol haritasında yaşanacak ömürle cevabını bulacaktır.

Tarihe insanlık adına iz bırakan insanlardan olmanız dileğiyle, sevgiyle kalın.

Şakir GENÇ

Şair-Araştırmacı Yazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder