4 Mart 2012 Pazar


AİDİYET/DAHİL OLMA/ İÇSELLEŞTİRME


AİDİYET/DAHİL OLMA/İÇSELLEŞTİRME DUYGUSU



İnsan sosyal bir varlıktır. İlla ki türüyle iletişim kuracak, dayanışacak, paylaşacak, çoğalacak ve eğitecek, eğitilecek, öğrenecek, öğretecek sonunda kendini gerçekleştirecek/aşacak.

Yaşamsal süreceni akıldan beslenen zekasıyla iyi yönetenler, kendini gerçekleştirenlerdir de diyebiliriz. Akıl olmadan zeki olmanın kimseye bir yararı olamaz. Zeka çiçekse; akıl topraktır. Akıldan beslenmeyen çiçekler kurur. Bir anekdot:

… Dalda yavrularını besleyen kargayı tilki görür.

-Karga kardeş orada ne yapıyorsun?

-Yavrularımı besliyorum.

-Şimdi o ağaca çıkarsam hem seni hem de yavrularını yerim.

-Yapma tilki kardeş.

-Seni ve yavrularını yememem için yavrunun bir tanesini aşağıya at!

Bir tanesini atınca diğer yavrularını ve kendi canını kurtaracağını sanan karga yavrunun birisini aşağı attığıyla tilkinin yediği bir olur. Tilki ödünü almış ödülü koparmıştır.

-Karga kardeş! Bu yavrunda çok küçükmüş. Ya birini daha atarsın ya oraya çıkar hepinizi tek-tek yerim.

Karga birini daha atar ve tilki onu da yer. Karnı doyarak oradan ayrılır. Karga iki yavrusunun acısıyla Leyleğe gider. Sevgili Leylek kardeş! Bu tilkiyle başım belada. Karnı açıkdıkça geliyor: ‘Ya yavrunu birini aşağıya at ya da oraya çıkar hepinizi yerim’ diyor. Ben de kalanları kurtarayım bari diyerek iki yavrumu verme zorunda kaldım. Yarın karnı acıkınca tekrar gelecek. Ben ne yapabilirim? Ne olur bana akıl ver.’ der. Leklek de: Bre Karga kardeş! Yavrunu boşuna vermişsin. Tilki ağaca çıkamaz. Yarın geldiğinde: ‘Hadi ağaca nasıl çıkacaksan çık! Sana yavrularımı vermiyorum! Dersin o da çekip gidecektir.

Ertesi gün aynı saatte Tilki yuvanın altına gelir.

-Karga kardeş! Acıktım. Ya bir yavrunu daha at ya da oraya çıkar hepinizi tek-tek yerim! der

-Gel de ye! Nasıl yiyeceksen

-Sana bu aklı kim verdi? Daha dün iki yavrunu kendin verdin. Şimdi ne oldu da bana kafa tutar oldun?

-Leylek baba,  ’tilkiden korkma! O ağaca çıkamaz ’ dedi.

Tilki avını kaybettiren leyleğe gider:

-Leylek kardeş, ne kadar güzel süzüle-süzüle uçuyorsun. başını kanatlarının altına sokarak uçabilir misin?

- Tabi ki uçarım

-Uçta gerelim

Leylek başını kanatlarının altına sokarak uçmayı denemesiyle birlikte: tilkinin önüne düşer. Tilki kardeş beni yeme yavrularım açlıktan ölür. Diye yalvarmaya başlayınca  Tilki cevaben:

-Aklının hepsini kargaya vermeseydin karnım tok olacaktı belki seni yemeyecektim. Şimdi Karga akıllandı. Yavrusunu vermedi.Yani anlayacağın açım. Seni elimden akıl verdiğin Karga dahi alamaz.

(…)

Biz yine insan aklına ve zekasına dönelim. Akıl yönetim ister. akıl diyalektik kestirim ister.Akıl analitik zeka ister. Akıl çelişkilerden arınma ve karar verme melekesi ister. Akıl, zekaya-uzamsal zekaya ev sahipliği, babacanlık yapmak ister. Akıl taltif-takdir ister ki; o da ödüllenerek şımarmak ister. Kısacası akıl; ne kadar faydalanmak isterseniz o kadar yardıma koşmak ister. Yeter ki aldığını iyi kullanan ehliyetli kişilerin beyninde pozitif hamleler yapabilsin.

Zeka; akılla istişare ister. Akıl hocası olmadan dalağı şişen koşucu gibi yorulacağını, madara olacağını, pot kıracağını, yakayı ele vereceğini bilir. O nedenle Zeka aklın gölgesi gibidir. Akıl büyüdükçe gölge küçülür. Akıl küçüldükçe gölge yok olur. Biri birine muhtaçtır. Senkronizedir. Eşgüdümlüdür. Ve Kombinedir, organizedir.

Tüm hareketlerimizin, akıldan beslenen zekadan damıtılan kugulu ve kararlı eylemlere dönüşen üretkenlik içinde olması umuduyla…Sevgiyle kalın.



Şakir GENÇ




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder