AİDİYET/DAHİL OLMA/ İÇSELLEŞTİRME
AİDİYET/DAHİL OLMA/İÇSELLEŞTİRME DUYGUSU
İnsan sosyal bir varlıktır. İlla ki türüyle iletişim kuracak,
dayanışacak, paylaşacak, çoğalacak ve eğitecek, eğitilecek, öğrenecek,
öğretecek sonunda kendini gerçekleştirecek/aşacak.
Yaşamsal süreceni akıldan beslenen zekasıyla iyi yönetenler,
kendini gerçekleştirenlerdir de diyebiliriz. Akıl olmadan zeki olmanın kimseye
bir yararı olamaz. Zeka çiçekse; akıl topraktır. Akıldan beslenmeyen çiçekler
kurur. Bir anekdot:
… Dalda yavrularını besleyen kargayı tilki görür.
-Karga kardeş orada ne yapıyorsun?
-Yavrularımı besliyorum.
-Şimdi o ağaca çıkarsam hem seni hem de yavrularını yerim.
-Yapma tilki kardeş.
-Seni ve yavrularını yememem için yavrunun bir tanesini aşağıya
at!
Bir tanesini atınca diğer yavrularını ve kendi canını
kurtaracağını sanan karga yavrunun birisini aşağı attığıyla tilkinin yediği bir
olur. Tilki ödünü almış ödülü koparmıştır.
-Karga kardeş! Bu yavrunda çok küçükmüş. Ya birini daha atarsın
ya oraya çıkar hepinizi tek-tek yerim.
Karga birini daha atar ve tilki onu da yer. Karnı doyarak oradan
ayrılır. Karga iki yavrusunun acısıyla Leyleğe gider. Sevgili Leylek kardeş! Bu
tilkiyle başım belada. Karnı açıkdıkça geliyor: ‘Ya yavrunu birini aşağıya at
ya da oraya çıkar hepinizi yerim’ diyor. Ben de kalanları kurtarayım bari
diyerek iki yavrumu verme zorunda kaldım. Yarın karnı acıkınca tekrar gelecek.
Ben ne yapabilirim? Ne olur bana akıl ver.’ der. Leklek de: Bre Karga kardeş!
Yavrunu boşuna vermişsin. Tilki ağaca çıkamaz. Yarın geldiğinde: ‘Hadi ağaca
nasıl çıkacaksan çık! Sana yavrularımı vermiyorum! Dersin o da çekip
gidecektir.
Ertesi gün aynı saatte Tilki yuvanın altına gelir.
-Karga kardeş! Acıktım. Ya bir yavrunu daha at ya da oraya çıkar
hepinizi tek-tek yerim! der
-Gel de ye! Nasıl yiyeceksen
-Sana bu aklı kim verdi? Daha dün iki yavrunu kendin verdin.
Şimdi ne oldu da bana kafa tutar oldun?
-Leylek baba, ’tilkiden korkma! O ağaca çıkamaz ’
dedi.
Tilki avını kaybettiren leyleğe gider:
-Leylek kardeş, ne kadar güzel süzüle-süzüle uçuyorsun. başını
kanatlarının altına sokarak uçabilir misin?
- Tabi ki uçarım
-Uçta gerelim
Leylek başını kanatlarının altına sokarak uçmayı denemesiyle
birlikte: tilkinin önüne düşer. Tilki kardeş beni yeme yavrularım açlıktan
ölür. Diye yalvarmaya başlayınca Tilki cevaben:
-Aklının hepsini kargaya vermeseydin karnım tok olacaktı belki
seni yemeyecektim. Şimdi Karga akıllandı. Yavrusunu vermedi.Yani anlayacağın
açım. Seni elimden akıl verdiğin Karga dahi alamaz.
(…)
Biz yine insan aklına ve zekasına dönelim. Akıl yönetim ister.
akıl diyalektik kestirim ister.Akıl analitik zeka ister. Akıl çelişkilerden
arınma ve karar verme melekesi ister. Akıl, zekaya-uzamsal zekaya ev sahipliği,
babacanlık yapmak ister. Akıl taltif-takdir ister ki; o da ödüllenerek şımarmak
ister. Kısacası akıl; ne kadar faydalanmak isterseniz o kadar yardıma koşmak
ister. Yeter ki aldığını iyi kullanan ehliyetli kişilerin beyninde pozitif
hamleler yapabilsin.
Zeka; akılla istişare ister. Akıl hocası olmadan dalağı şişen
koşucu gibi yorulacağını, madara olacağını, pot kıracağını, yakayı ele
vereceğini bilir. O nedenle Zeka aklın gölgesi gibidir. Akıl büyüdükçe gölge
küçülür. Akıl küçüldükçe gölge yok olur. Biri birine muhtaçtır. Senkronizedir.
Eşgüdümlüdür. Ve Kombinedir, organizedir.
Tüm hareketlerimizin, akıldan beslenen zekadan damıtılan kugulu
ve kararlı eylemlere dönüşen üretkenlik içinde olması umuduyla…Sevgiyle kalın.
Şakir GENÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder