4 Mart 2012 Pazar



TERAPİ


Zigot cenin olur-olmaz iletişim aktifleşir. Annenin biyolojik ve duygusal eylemleri çocuğa sinyaller göndermeye başlar. Çocuk o an algılamazsa bile; sinyallerin sürekliliğiyle algı açılır, zihnine ve biyolojisine nakşeder/nükseder. Hamilelik dönemindeki sezinsel algı ve etkileşme doğum sonrası yaşamındaki altyapısının temeltaşını oluşturur. Hele-hele 4-5 aylıkken algı daha da kalıcı ve belirlleyici olarak iz bırakır, sezinsel ve uyumsal olarak  anne referanslı uyaranlara karşı gizil bir  senkronizasyonla trans konumundadır. Örneğin; hamileliğin başlangıcından sonlanmasına değin geçen süreçte sürekli klasik müzik dinleyen anneyle-çocuk senkronizedir. Annenin ruhsal dinginliğinden de artı yanı gelişir. Tam tersini verdiğimizde örneğin; kavgalı-gürültülü ortamda süreklilik, bireysel ve toplumsal normlarda ahlaksızlık, sigara-içki ve madde bağımlılığı gibi sıradışılık, sağlıkta umursamazlık ve boş vermişlik gibi pozisyonların sinyalizasyonu/senkronizasyonu o çocuğun geleceğini olumsuz davranış etkisi yapacaktır. Kendisiyle, çevresiyle, karnındaki çocuğuyla barışık olan anne adaylarının çocukları daha şanslı; kavgacı/hırcı, kuraldışı tavır ve eylemlerde bulunan ve hem kendi sağlığını hem de karnındakinin sağlığını umursamayan O’nunla yürekten konuşmayı denemeyen anne adaylarının çocukları şanssız olarak aramıza katılacaklardır. ‘Nasıl hareket ettiğimiz kim olduğumuzdan daha önemlidir.’ O halde temeli nasıl atılmışsa o şekilde hareket edecektir. Elbette önlem alınırsa çaresi vardır: Bilinçli eğitim ve Uzman desteği. Salt çocuk bağlamında düşünmemek gerekir. Botanikçiler, seracılar bile bitkiler üzerinde klasik müziğin ve tasavvuf müziğinin etkisi olduğuna inanmaktalar. Bu anlamda ciddi düzeyde bilimsel çalışmalar var ve südürülmektedir. Şu anekdotu da unutmamak gerekir: ‘Bir şeyi mükemmel yapmanız sizin mükemmel olduğunuz anlamına gelmeyebilir.’ ‘Bazen hatalarımız bizi mükemmelleştirebilir.’ Burada pozitif paylaşımın  etkileşimiyle yakalanan görece sinerjinin önemi yadsınmamalıdır. Güzel bir özdeyişimiz/ata sözümüz var: ‘Ne ekerseniz onu biçersiniz.’ Veya rüzgar ekenler, fırtına biçerler.’ Gibi.  Benim dileğim odur ki; sağlam baş sağlam bedende, sağlam ulus sağlam ülkede olmalıdır. Çünkü, toplumsal uzlaşı ve barışçıl iklimin olmazsa olmazı sağlıklı düşünmekten geçmektedir. Ulusumuz ve Ülkemizin bütünlüğü için, sağlıklı düşünen bireylere dünden daha çok bu gün ihtiyacımız var. Bu anlamda, herkesin dili döndüğünce bu vatan ve bu ulus için söyleyeceği bir sözü olmalıdır. Başka bir Türkiye yok. Hepimiz aynı gemideyiz. Esenlik dilekleriyle sevgiyle kalın. 

 Şakir GENÇ/Şair-Araştırmacı Yazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder